25 Kasım 2010 Perşembe

İstanbul Alternatifleri: Bu Cumartesi Annemi Nereye Götürsem? -1

Annem seçicidir; annem dekorasyonu modern, geniş, aydınlık, havadar ve manzaralı mekanları sever... Herhangi bir yere götürseniz de mutlu olur; ama o kadar da mutlu olmaz ve size şirin mi şirin gelen sokak arasında tıkılıp kalmış bir kafe, bir süre sonra onun da içeri de tıkılmış kalmış hissetmesine sebebiyet verir ki, bu da yüzüne yansıyan mutlulukla mutsuzluk karışımı huzursuz bir ifadeye sebebiyet verir ki; gerek yoktur, bunca güzel alternatif varken canını sıkmaya hiç gerek yoktur onun...

Bu huzursuz bakışları, "Çok sevimli bir dekorasyonu var; çok şirin bir İstiklal kafebistrosu, bayılacaksın..." diye götürdüğüm, yılların PeriPetié'sinde ve yine İstiklal Caddesi'ndeki şık alternatiflerden biri olan House Cafe'de yaşadım. İlki ara sokağa tıkılmış manzarasız ve 80'lerin koltuk modelleri seçimiyle annemin looser listesine eklenmiş olması nedeniyle kaybetti; ikincisi de o gün içeriye hakim olan esinti, sadece 10 dakikalık sohbet aralığı bırakan blok ders tadındaki matkap gürültüsü ve kronik hastalık olan manzarasızlıkla kaybetti... Annenizde ferah mekan ve manzara arayışı varsa uzak durmanız gereken iki yeri söyledim bile; ancak ilki yine de özellikle Cumartesi akşamı istila edilmemiş bir mekan arıyorsanız, ikincisi de bir House Cafe müptelasıysanız yine de süper seçimler:-)

En son yılların Ara Cafe'sine gitmeyi teklif edecek oldum da; kardeşim tarafından sert bir dille uyarıldım: "Abla, biliyorsun annem öyle basık yerleri sevmiyor..." İçimden, "Anne; ama menüsü çok guzel, tatlıları gayet iyi, çok şirin mekan" diye geçirdiysem de, çok yakınlarda zaten tatlı ve kahve keyfi yapmış olmanın dayanılmaz hafifliğiyle hemen başka alternatiflere doğru kucak açtım:-)

Neyse, ferah ortam, modern dekorasyon ve manzarasever annelerin götürülebileceği alternatifler listeme dönecek olursak...

İlk sırada geniş ve ferah atmosferi ve modern iç mekan döşemesiyle daha girişten annemin gönlünü fetheden, dış mekanında hiç dayanamadığı sigara dumanına karşın hep sığınak niteliğinde bir masa bulabildiğimiz muhteşem manzaralı "İstiklal Midpoint" onun için "all times best", ya da öyleymiş gibi davranıyor:-)) İster Cafe Latte, ister Christmas Tea, ister bir kadeh beyaz şarap eşliğinde aralarında favorilerimizin "Cevizli Brownie", "Apple Pie" ve "Tiramisu" gibi mütevazi lezzetlerin oldukça başarılı bir görsel düzenlemeyle sunulduğu tatlı menüsünden seçimler yapın, dilerseniz de oldukça geniş bir seçki sunan menüsüyle bir ana öğünü taçlandırın, Midpoint sizi hiçbir zaman hayal kırıklığına uğratmayacaktır. En iyisini en sona sakladım; manzara muhteşem, tarihi yarımada ve deniz ayaklar altında... Eskiden buranın Biracı adı verilen, gündüz yabancı pop, akşam 18:00 den sonra apar topar arabesk çalmaya başlayan ve son yudumu bile alamadan kaçarak uzaklaştığınız bir yer olduğunu bilenler, Midpoint'e içten içe her defasında teşekkür etmektedirler:-))



İkinci sırada, yer bulmanın tescilli zor olduğu, çetin savaşlar sonunda bunu başarmanın da gerçekten karşılığını verdiği süper güzel bir mekan olan "Ortaköy House Cafe" yer alıyor... Ortaköy'ün büyülü ve püfür püfür esintisi ile sıkıntınızı alan masalsı manzarası, House Cafe'nin modern, rahat ve ferah iç dizaynıyla birleşince ortaya harika bir Ortaköy durağı çıkıyor. Tatlı ve yemek menüsü de enfes olunca saatlerin nasıl geçtiğinin farkında olmadığınız harika bir gün ortaya çıkıveriyor Ortaköy'de... Pek tabii nacizane öneriler gelecekti:-) "Çay saatine buradayım!" diyenlere Cafe Latte eşliğinde "Kestaneli ve Kahveli Cheesecake" ya da "Elmalı Pie";  "Serinletici birşeyler istiyorum sadece..." diyenlere "The House Boom Strawberry" ya da bünyesi zencefil kaldırana,- ki ben bayılırım-, "Detox Rabbit"; "Hafif birşeyler yiyelim, dün çok kaçırdım..." diyenlere "Asma Yaprağında Izgara Hellim" ve "Bruschetta", ya da "Izgara Levrek Salatası", "Izgara Tavuk Şiş Salatası" gibi çok çeşitli salata seçkilerinden biri; "Güzel bir yemek için buradayım:-)" diyenlere de basit ve garantili lezzet "Mozzarella ve Fesleğenli Pizza", baharatlarla aranız iyiyse "Tavuk Masala", ve somon hastasıysanız diğer restaurantlara kıyasla bir parça daha yağlı bir porsiyon olsa da yine de lezzetli olan "Taze Baharatlı Somon Izgara" tatmin edici alternatifler olacaktır; bizzat denedim, memnun kaldım:-)



Üçüncü sırada, Kuruçeşme'nin vazgeçilmez güzeli "Aşşk Cafe" yer almakta. Haftasonu ve özellikle de akşam üzeri kalabalığına karışmak hatası yapmadığınız sürece, -ki yapsanız bile yer bulduğunuz sürece bu ufak ayrıntılar sizi hiç rahatsız etmeyecektir; ancak bir de sözünü ettiğim zamanlarda ilgili mekana ulaşımı tehdit edecek bir Boğaz trafiği olacaktır ki, inanın bunu tecrübe etmek istemeyebilirsiniz-, sizi dinginliği ve enfes manzarasıyla karşılayacak olan Aşşk Cafe, bir de doğal ürünlerden oluşan, oldukça yaratıcı ve şirin isimlerle bezenmiş menüsüyle sadece gözlerinize değil, midenize de seslenmeyi unutmayacak:-) Aşşk Tost all times favourite:-)) Buranın tadını çıkartmak için cesaretinizi kırmasın ve sadece buraya yapacağınız ziyareti önlem olarak biraz daha erken saatlere çekmesi için söylüyorum; son dönemlerde Aşşk Cafe gittikçe sıkışık bir hal aldı ve kalabalığın yoğun olduğu saatlerde servise yetişmek konusunda çok da büyük gayret göstermeyen garsonları yeri geldiğinde çok da kabalaşabiliyorlar... Neyse, yine de dediğim gibi tadınızı kaçırmasın, kişisel nezaketsizliklere çok da yabancı olmadığımız İstanbul'da, biraz tedbirli davranarak bu güzel şehrin tadını çıkarmaya devam edebiliriz:-)

Dördüncü sırada, Kumbaracı Yokuşu'nda yer alan sevgili "Leb-i Derya" gelmekte... "İstanbul ne kadar güzel..", "Güneşin batışını orada izlemek istiyorum...", "Boğaz ayaklar altında..." ve daha nice güzel cümleleri size sarf ettirebilecek derecede etkileyici bir manzarası olan ve etkisini sade, modern ve rahat iç dekorasyonuyla da pekiştiren Leb-i Derya, İstanbul'un güzelliğinin tadını annelerle çıkartmak için inanılmaz güzel bir alternatif, her zaman... Hele Boğaz'a bakan seyir köşesi şeklinde oluşturulmuş setlerde biraz rüzgar almayı göze alarak harika bir akşamüstü geçirebilirsiniz:-)

Beşinci adres, yine İstiklal'den:-) Galatasaray Yokuşu'nda (Yeni Çarşı Caddesi) yer alan, Avusturya - İstanbul Erkek Liseliler Kültür Derneği'nin üst katında yer alan "Litera"... Marmara Denizi, tarihi yarımada ve Haliç'in birleştiği, içine Adalar'i da alan geniş bir fotoğraf kadrajından Istanbul'u izlemek ve lezzetli birşeyler yemek için Litera güzel bir alternatif... Litera'nın akşamını, manzaraya nazır yemek yenebilecek az sayıdaki İstiklal mekanlarından biri olmasının yarattığı haklı kalabalığı ve garsonların tabakları alelacele önünüzden çeken tavrını tercih etmediğim için pek sevmiyorum.. Onun yerine Litera'da yenecek bir öğle yemeği ya da bir akşam üzeri kahve molasını tercih ediyor ve annelerle gidilebilecek manzaralı yerler konusunda üst sıralara yerleştiriyorum...

Şimdilik benden bu kadar... Aynı başlık altında ilerleyen zamanlarda yazmaya devam edebilmek adına yazımın başlığını numaralandırdım... Vakti geldiğinde tekrar konuyu ele alıyor olacağım; o zamana kadar siz bu mekanların tadını çıkartın.. 

Bu hafta sonu planınızı şimdiden yapabilmeniz dileğiyle...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder